Anketi kim neden yapıyormuş?

Anne baba çocuk blogları hakkındaki anketten bir arkadaşımın maili vesilesiyle haberdar oldum. İnternette e-posta adresini aratınca baktım ki bir sürü blog soruları yanıtlamış. Ancak anketin kimin tarafından niye yapıldığına dair bir bilgi bulamadım. Ben de sordum kimsiniz, bu anket neye hizmet ediyor diye.
Bayramdan sonra çok nazik bir cevap geldi. Gelen metni, benden ricası üzerine kişisel bilgilerini çıkarıp aktarıyorum. Özetle bir üniversitede öğretim görevlisi olan bir annenin araştırmasıymış.

‘Bu anketi batılı literatürde “mommy blog” olarak adlandırılan, benimse anne-baba-çocuk blogları olarak nitelendirmeyi seçtiğim konu üzerinde kişisel bir araştırma projesinin parçası olarak tasarladım. Size ulaşan “mim” ya da “sobe” den önce, ulusal düzeyde bir özel şirket tarafından gerçekleştirilen blog ödülleri için aday gösterilen kadın blogları ve aile blogları kapsamında aday gösterilen blogların yazarlarına bir anket formu göndermiştim. Oradaki sorulardan biri, bu konuyu daha yaygın ve enformel düzeyde tartışabilmek için bir mim başlatmak isteyip istemeyeceklerine ilişkindi. İşte bu mim bu anketin bir devamı…’

‘Bu araştırma toplumsal cinsiyet alanındaki çalışmalarımın ve kişisel annelik deneyimimin bir parçası olarak ortaya çıktı. Sonuçlarını uluslararası bir dergide makale olarak yayınlamayı düşünüyorum. Bu makale yayınlandığında araştırmaya katılan tüm annelere makaleyi göndereceğim. Ondan önce geniş katılımlı bir uluslararası konferansta da araştırma konusunda bir sunum yapmayı tasarlıyorum. ‘

Cevaplamaktan büyük keyif duydum. Hatta yazdıklarımı kısaltmak zorunda kaldım. Herşeyden önce Türkiye’de kadın çocuk üzerinde bir araştırma yapılıyor ve yayınlanacak olması beni memnun etti.

Başarılar dilerim

Anne-Baba-Çocuk Blogları “Mim-Sobe” anket sorularının cevapları

1. Bir zamanlar “bebek günlükleri” vardı. Sizce bloglar onların yerini aldı mı?

Benim için blog ve günlüklerin yeri ayrı. Çocuğum için hazırladığım ona hitaben duygularımı ve gelişimini anlatan deftere kalemle yazdığım özel bir günlüğü var. Blog ise daha çok bir anne olarak bana veya benim gözümden hazırlanan sanal bir günlük.
İleride çocuğumun blog hakkında yorumu ne olacak merak ediyorum. Belki çok sevecek, belki de özel hayatını deşifre ettiğim için kızacak. Bunu bilmediğim ve içerikleri aynı olamadığı için ikisini aynı kefeye koyamıyorum.

2. Blog yazarlığı ebeveynlik tarzınızı etkiliyor mu? Nasıl?

Sanırım etkiliyor. Yazdıklarım yaptıklarımın takibini sağlıyor. Kimi zaman yazarken yeni fikirler çıkıyor. Kimi zaman da yapılan yorumlar bakış açımı değiştiriyor. Zaman geçtikçe yazılar fikirlerimin, tasalarımın nasıl değiştiğini gösteriyor. Temelde fikri sabit olmamı, deve kuşu gibi kafamı gömmemi engelliyor.

3. Anne-baba-çocuk blogları blog dünyasını etkiliyor mu? Nasıl?

Bilemiyorum. Anne baba çocuk ilişkisi gibi çok şahsi olmasına rağmen herkese değen başka bir konu yok sanırım. Herkes anne baba olmasa da herkes annesinin babasını çocuğu. Bu anlamda blogculuğu (okur ve yazar) yaygınlaştıran bir konu olsa gerek.

4. Çocuk büyütmekle ilgili olarak, bloglar olmasaydı kesinlikle farklı davranırdım dediğiniz bir şey var mı?

Herhalde daha tutucu ve pimpirikli davranırdım. İlk doğduğunda çevremde çocuklu kimseler yoktu. Bloglar sayesinde bir anne olarak geçirdiğim süreçlerin aslında
herkesin başına geldiğini gördüm.

5. Anne-Baba olmak meslek mi yoksa üstlendiğimiz toplumsal rollerden biri mi?

Bence annelik çocuğun doğmasıyla hatta belki hamilelikle başlayan doğal bir süreç. Ortak bir ismi olmasa dahi doğuran her canlı gibi kadın da o kıvama geliyor. Rol de değil, meslek de…
Diğer taraftan günümüz koşullarında kendimi değerlendirdiğimde, çocuk bakımını kendime iş – meslek edindim.
Baba olmak ise toplum ve annenin baskısıyla oluşan bir rolmüş gibi geliyor. Ama onu da babaların cevaplaması daha doğru olur sanırım.

6. Anne-baba-çocuk blogları, babaları nasıl etkiliyor?

Anne baba çocuk blogu takip eden bir baba ile bloglar üzerine sohbet etmişliğim olmadığı için yorum yapamıyorum.

7. Bloglar yoluyla gerçekleşen bilgi ve deneyim aktarımı büyükanne-büyükbabaların bilgi ve deneyimini değersizleştiriyor mu?

Sanırım eskilere oranla nesiller arasında bilgi akışında bir kopuş yaşanıyor. Onların deneyimleri daha az önemsenir oldu. Onları da blog ortamına sokabilmenin yolları bulunmalı. Bazen okumak dinlemekten daha doyurucu oluyor. Ama bu onların bilgi ve deneyimlerini değersizleştirmiyor sadece ulaşımı engelleniyor. Biraz daha kulak kabartmak gerekir diye düşünüyorum.

8. Anne-baba-çocuk blogları sözkonusu olduğunda, blog yazmayı daha ne kadar sürdürmeyi düşünüyorsunuz?

Çocuğum veya yazabileceğim konular beni engelleyene kadar devam edecek. Kendimi çocuğum yerine koyuyorum bebekken uyumamışım, çocukken çok koşmuşum bahsedilmesi beni rahatsız etmese de okuldaki durumum veya ergenlik sorunlarım hakkında internette bilgi bulunması istemem. Haliyle o günler geldiğinde göreceğiz.

9. Yazdığınız blog kapansa ya da kapatılsa bloglar yoluyla kurduğunuz sosyal ilişkiler devam eder mi?

Bilemiyorum, iş değiştirince bile ilişkiler kesintiye uğrar.

Erenköy – çocukla beraber rahat ve keyifli vakit geçirilecek bir pastane

Pastanenin konsepti itibarıyla her zaman çocukların mekanda önceliği vardı ve çoğunlukla bebekli anneleri görürdüm.

Güvenli, temiz, hem açık havada hem de daha küçüklere içeride oyun alanı yapmışlar. Erenköy deki Beyaz Fırın bu, bizim de müdavimi olduğumuz bir yerdi. Bizimki ayaklanıp, koşturmaya başlayınca ayağımızı kesmiştik.

Açık hava parkının açıldığını fark ettik ve geri koştuk. Çocukların kaçabilecekleri, kendilerini tehlikeye atabilecekleri noktaları da kapatmışlar. Sürekli göz önündeler. Yer tartar zemin, çocuklara uygun masalar da koymuşlar. Hatta içeride resim yapacakları bir alan da ayrılmış. Çocuklar kendilerini meşgul edebildikleri için anneler de rahat edebiliyor.

Yeni favorimiz, her gün mekanımız burasıdır.