Çocuk uyutmakla ilgili yaklaşımımı değiştirdim. Aslında olayların gelişimiyle değişti…
Çocuk yatağına geçiş sonrasında eski taktikler işe yaramaz oldu. Bu zaman zarfında şöyle bir çıkarıma vardım:
Zaten yaşı gereği inatlaşmaya ve kendi bildiğini okumaya meyilli zorlamanın, kurallara boğmanın ve sert çıkışmanın bir anlamı olmadığı gibi, neticesi de yok.
Geçenlerde tatlı başlayan uyku seremonimiz sonunda kavgaya dönüştü. Bildiğim bütün uyku ritüellerini uyguladım, sonunda pes edip televizyon açtım. İlgisini çekmeyeceği ve anlamayacağı için İngilizce bir sit com tercih ettim. O da koltuğa oturdu ve gecenin 2 sinde uyuyakaldı. İşte dedim inatlaşmanın sonu.
Çocuğu fazla yormanın da uykuya bir faydası olmuyor. Gene geçenlerde, bir bütün günü sokaklarda geçirdik. Pusette saatlerce uyuyamaz bu sayede akşama erken yatar nasıl olsa demiştim. Yok o zaman da uykusuzluktan zıvanadan çıktı.
En son Pazar günü, bir arkadaşım 1,5 yaşında oğluyla bize geldi. Öğlen bizimki sütünü alıp uyuma teşebbüsünde bulunduysa da olmadı. Aklı bizde kaldı. Minik misafirimiz uyuduktan sonra biz de kahvelerimizi alıp oturduk koltuğa sohbete başladık. Bizim ki de eksik kalır mı? çayını alıp kuruldu aramıza… Biz laflarken o da daldı uykuya…
Akşamına da bir kitap okuduk, yatak sefası yaptık. Gene 10 gibi makul bir saatte uyudu kendi başına…
Anladığım şu, uyku su gibi bir ihtiyaç, mühim olan ona uyuyabileceği bir ortam sağlamak, işte o zaman çok doğal olarak o da uyumayı tercih ediyor.
Fazla titizlenmek ve üstüne düşmek, uykuyu olağandışı bir olay haline getiriyor. Bugün de okuldan geldik yemeğimizi yedik ve uykum geldi dedi gitti yattı ve şimdi uyuyor. Umarım bu şekilde sükunet içinde devam eder…
Geriye bezden kurtulma ve biberonu bırakmak kaldı…