Anneliğin %85’i vicdan azabıymış. İç seslerin çatışması, bunun dışa vurulması, kargaşa bol miktarda muhasebe, ebeveynliğin bilançosu ne bitmeyen işmiş. Meditasyonlarca sessizlik, bolca dedikodu veya yoğun iş temposu onun hakkından gelememiş.
Biraz daha ipad oynasa, bir tane daha dondurma yese, bu gün de spora gitmese, bir kere de cip yese yanında da icetea ne olacak ki? Derslerine takviye mi yapsak, daha lisanslı değil, acaba devlet okuluna mı verseydik? Kendine ayıracak vakti olmuyor mu? Fazla mı boş bırakıyoruz yoksa fazla mı üstüne düşüyoruz. İşlenmiş gıdanın vücuduna vereceği zararlar, çocukla şiddetsiz iletişim kurmanın yolları, doğal temizlik malzemeleri, alternatif tedaviler vs vs vs
Diğer taraftan 10 yaşına bastı. Artık 10’lu yaşların sosyalliği, kendi tercihleri, arkadaşların arasında var olma halleri. Kendi aralarında kahve içiyorum demek bile çok havalı. Hoşgeldin sokak hayatı ve bakkal sohbetleri.
Taşındık. Site hayatından, apartman hayatına geçtik. Eskiden kapıyı çekip bahçeye çıkarken birden eve kapanmak ikimize de zor geldi. Yaz bitiminde artık herkes tatillerden dönmüşken yavaş yavaş sokakta çocuklar belirmeye başladı. Bir iki tanesiyle arkadaş olup artık kendi başına sokaklarda. Arada inip bakıyorum, ben de alışık değilim. Bakkala soruyorum, birilerine takılıp gitmezse burda sorun olmaz bütün çocuklar sokakta hatta caddeyi geçip bisikletle parka gidiyor birkaç yaş büyükleri.
Hayda birilerine takılmazsa mı? Takılır mı? Tembihledim ve fakat bu sefer onun içine kurt düştü. Arkadaşının annesi dedi ki aşağıdaki bisikletçiye gidin tamir ettirin. Bizim ki yarı yoldan beni aradı ‘anne sen benim oralara tek başıma gitmeme izin vermezsin ki’. Peki ben de sizinle gelsem olur mu? Beraber gittik. Daha ikimiz de sokak hayatına yabancıyız ve temkinliyiz.
Diğer taraftan insan düşünüyor bugünden başlaması gerekmez mi? Sokaklardan korktukça daha az insan sokağa çıkıyor. Herkes biraz daha birbirine güvense… Azar Azar deniyorum güvenmeyi.
Bunların arasında ara ara çalışıyorum. Artık kendime de zaman ayırmam ve geleceğimi düşünmem gerekiyor. Ben çalışırken evde kuralların zincirleri kırılıyor. Uzaktan zaptetmek mümkün olmuyor. İpadlerden tv lere koşulluyor evden çıkılamıyor. Bakıcıyla sokakta olmak zaten hepten olmaz. Rajona ters.
Bir de sokakta oynayan çocuksan terlik şart. O terlik ne dertlere, yaralara vesile ama bu işin vazgeçilmezi. Koşarken burnu döner düşer, ebelenir. Bisikletle kaçarken ayağından çıkar, yakalanır veya arkada kalır.
Şimdi bunları görmeden uzaktan anlamak mümkün değil benim için. Kariyer de Çocuk da yaparım, yapılıyor da biri hep yarım kalıyor.
Belki artık yapabilirim. Çünkü annenin, evde bir isim olarak cümlelerde kalacağı zamalara giriyoruz. Annem yemeğe çağırıyor, annem izin vermez.