Havalar güzelleşti, biz de sonunda arabaya bindik, cadde ve sahil şeridi dışına çıkmayı başardık.
Gezilecekler listemdekilerden ‘Koç Müzesi’ne gittik. Sütlüce, Haliç kıyısında. Çocukla gidilebilecek muhteşem bir mekan, çeşitli alternatifleri var. Hemen kıyıda, müzenin içi sayılır, bitişikte Halat Restaurant’a bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamak için kahvaltıya (45 Lira) gittik. Daha henüz İstanbul kalabalığı yollara dökülmeden yola çıkınca, kısa sürede vardık.
Müzenin bahçesine giriş ücretsiz. Bahçe dediğime bakmayın koca bir alan. Uçak, tren, arabalar, gemilerden birkaçını bahçe içinde görmek mümkün, içeridekiler hakkında bir fikri oluyor insanın. Ortalarında da eski bir kamyondan bozma sosisçi (o tip fast food tarzı bir şeyler) var. Demek istediğim, bütçesine dikkat edenler açısından da değerlendirilebilir.
Müzeyi gezmek isterseniz, giriş 10 Lira, okul öncesi çocuklara ücret almıyorlar. Hatta bir baba kızını içeriye gönderdi, o dışarıda bekledi. Çok taktir ettim, çocuğunun gelişimi için çabaladığı belli. Müzeyi çok dikkatli gezemedik, ancak trenler ve arabalar bizimkini ihya etmeye yetti. Ayrıca saat başı, 10 dakikalık bir tren turu bilete dahil. Denizaltıyı gezmek için henüz küçük olduğumuz için teşebbüs etmedik, ama sanırım o ayrıca bir ücrete tabii.
Halat’a gelince, biz gittiğimizde boştu. Sonradan da ancak birkaç masa doldu. Hep mi böyle bilemiyorum. Su kenarı olmasına rağmen bizimkiler için bile gayet güvenli ve temiz. Çalışanlar da yardımcı oluyor ve çocuklara toleranslılar.
Çok medeni, geniş ferah ve en azından bir erkek çocuğunun ilgisini çekebilecek her türlü araç mevcut.
Kalabalıktan uzak, bol koşturmacalı, merak uyandıran, İstanbul koşullarında temiz hava alabildiğimiz güzel bir Pazar geçirdik. Gene gelecek ben…