İlkokul ile gelen yeni ve giden eski kaygılar

Arada kendimi (bir anne olarak) vurdumduymaz buluyorum, hele de eskiye nazaran. Hatta kaba bir alaycılık da var. Eski derken sadece 3 hatta 2 yıl evvelkine…

Sebebini bilmiyorum, sadece tek bir nedene bağlamak doğru olmayacaktır biliyorum. Ancak ilkokul çağında tek çocuk hele de erkekse sanırım evrimleşiyor insan.

İlkokul 1’e geçiş ile bebeklik dönemi tam anlamıyla bitiyor. Bunu bilsek dahi bu geçişi yaşamak her iki taraf açısından da biraz güç oluyor. Gerçi her 3 taraf ve oluşan ilişkileri…

Ebeveyn olarak;  o kadar çok şey beklenebilir mi bir çocuktan? Soru ve sitemi, çocuk açısından oyuncaksız bir disiplin ve zorunluluklar baskısı, öğretmen açısından da bunlar artık bebek değil kendi sorumluluklarını artık alabilirler başkaldırısı… Ebeveyn ve öğretmen arasında korunmaya çalışılan nezaket arasından fışkıran güç savaşları sonunda öğretmenle baş başa kalan çocuk…

Yaşarken hiçbir şey yoluna girmeyecekmiş gibi gelse de ilk sömestr sonunda her türlü kombinasyonda dengeli bir ilişki kurmayı en azından biz başardık. Genelde de gözlemlediğim bu ilk senenin sonu mutlu bitiyor (istisnalar var elbette).

İkinci sınıfa geçince, kendi sorumluluklarını kendi taşıması gerektiğine inanan bir anne olarak yaşadığı hayal kırıklıklarını dikkatle dinlemekle beraber eskisi gibi içselleştirmiyor, çözmeye çalışmıyorum. Zaten benim söylediklerimin hiçbir işe yaramadığını ve eninde sonunda kendi hikayesini kendi yöntemleriyle şekillendirdiğini gördüm ve artık bir birey olduğuna inanmaya başladım.

Bu geçiş aşamasında gene beni konumlayan hatta birçok ilişkisinde beni dışlayarak kendi benliğime dönmemi sağlayan kendisi oldu. Fikren her ne kadar özgürlükçü ve bireyselci olduğumu düşünsem de tavır olarak bu noktaya daha yeni gelebildiğimi ancak şimdi görebiliyorum.

Yazmadığım bu süreçte anladıklarım:

  • geçişlerin sancılı olduğu, bazen fedakarlık adı altında bağımlılıkların körüklendiği, bazen çocuğun sorumlulukları arkasına saklanmanın bağımsızlığına sahip çıkmaktan daha güvenli geldiği
  • Yaşanmış bağımlılık ne kadar harika ise yaşanan özgürleşmenin de o kadar gurur verici olduğudur.

Yorum bırakın